MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin genel merkezinde Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 20. Dönem Sertifika Töreni'nde konuştu.
ÖZGÜR ÖZEL’E SERT ÇIKTI: MOSKOVA’DA ESAD’LA KUCAKLAŞ
"Suriye halkının iradesini temsil eden, ilk izlenim itibarıyla makul ve demokratik mesajlar veren geçiş yönetimine terör örgütü yaftası vurmak en azından sahadaki gerçeklerle bağdaşmayan, Suriye'nin cari tablosuna karşı üç maymunu oynayan sızma Esad lobisinin bir uydurmasıdır." değerlendirmesinde bulunan Bahçeli, şunları kaydetti:
"CHP'nin Suriye politikası, Baas menşelidir. CHP'nin gayri milli ve gayri ahlaki siyasetinin başka türlü izahını yapmak hakikaten boşuna bir emek ve zaman israfıdır. Türkiye'nin karşısında mevzilenen Cumhuriyet Halk Partisi'nin siyaseti iflas bayrağını çekmiş, üstelik Esad'ın kanlı mazisine bağlandığı netleşmiştir. Bu utanç verici ilkesizlik Türkiye'de hiçbir muhalefet partisine yakışmayan bir alçalma halidir. Cumhuriyet Halk Partisi'nin Genel Başkanı, Suriye'nin devrik zalimi Esad kaçtı kaçalı neredeyse karalar bağlamış, matemden gözlerinin feri sönmüştür. Kendisine tavsiyem, bu kadar üzülmemesi, bu kadar kendisini sıkıntıya sokmamasıdır. Eğer yüreği varsa, muhabbet ve hürmeti bakiyse Moskova'ya saklı gizli giderek Esad ile kucaklaşması ve hasretini gidermesi mümkündür. CHP'nin siyaseti, Türkiye'ye karşı siyasettir. CHP'nin siyaseti, emperyalizme bağlı ve bağımlı siyasettir. Türkiye'nin Suriye'de kaybettiğini, ABD ve İsrail'in kazandığını söylemek için bölgesel siyasetin iç yüzüne Özgür Bey gibi bakarken görmemek, konuşurken duymamak kafidir. ABD'nin yeni başkanı Trump'ın Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik müspet mesajlarını bile hasis ve hırçın şekilde saptırıp kıskançlıktan deliye dönen ve çarpık mantığıyla tevil eden CHP Genel Başkanı, mertlikten ve millilikten nasibini almayan yarım adamdır."
“ESAD VE NETANYAHU LAHEY’DE YARGILANMALI”
Suriye'de 13 yıldır süren iç çatışma döneminin yerini yeni bir gerçekliğe bıraktığına dikkati çeken Bahçeli, "61 yıllık Baas melaneti, 54 yıllık Esad zilleti sona ermiş, Suriye yeni bir siyaset kulvarına girmiştir. Bu siyasetin dengeli ve kapsayıcı olması, çok acılar çeken Suriye halkını layık olduğu mertebelere bütünlük ve kardeşlik içinde ulaştırması yegane dileğimizdir. Suriye'nin istikrarı Türkiye'nin güvenliği açısından olmazsa olmaz önemdedir. Suriye'nin siyasi ve toprak birliğinin muhafazası, iç barış ve huzur ortamının hiçbir kaza ve kesintiye mahal vermeden tesisi hem komşuluk hukukumuz hem de bölgesel sükunet ve güvenlik bakımından ihmal edilemez bir ihtiyaçtır. Suriye'nin geleceğine karar verecek Suriyelilerdir. Ancak bu karar sürecinde samimi, dostane, yapıcı ve destekleyici şekilde Türkiye'nin paylaşacağı pek çok tecrübesi olduğu da muhakkaktır." dedi.
Bahçeli, Suriye'nin demokrasiye intikaliyle birlikte uluslararası topluma entegre edilmesinde Türkiye'nin her türlü katkıyı vermeye hazır olduğu belirterek, Suriye halkının zulümden çok çektiğini, ıstıraplı yılların ardından barışçıl havanın egemen olmasının memnuniyet verici olduğunu ifade etti.
Esad rejiminin karanlık sayfaları açıldıkça, korkunç vakaların gün yüzüne çıktığını vurgulayan Bahçeli, "Sednaya Hapishanesi'ndeki insani felaketler, hepimizin herkesin yüreğini titretmiştir. Yerin onlarca metre derinliğinde hücrelere kapatılan, ölüm preslerinde işkenceyle katledilen masumların hesabı, katil Esad'dan mutlaka sorulmalıdır. Bu alçak, Lahey Adalet Divanı'nda cani Netanyahu ile birlikte en yakın sürede yargılanmalıdır." dedi.
“SURİYE TOPRAKLARI TERÖRDEN ARINDIRILMALI”
Bahçeli, Suriye'deki gelişmeleri zafer havasıyla takdim etmenin de hezimet ve hüsran iddialarıyla kötülemenin de doğru ve hakkaniyetli bir tavır olmayacağını söyledi.
Suriye ile ihtiyatlı, temkinli, dengeli şekilde ve iyi niyet temelinde ilişkileri geliştirmenin ve muhtemel bütün senaryolara karşı hazırlıklı olmanın en doğrusu olacağına belirten Bahçeli, şu değerlendirmede bulundu:
"Yanı başımızda yeni bir siyasal sistem kurulacaktır ve bunu kuracak Suriye halkıdır. Bizim beklentimiz Türkiye-Suriye diyaloglarının altın çağını yaşamasıdır. Öncelikle Suriye toprakları bölücü terörden tamamen arındırılmalıdır. Suriye'de PKK/YPG'ye kesinlikle yer olmamalıdır. Bu örgüt, silahlarını Suriye'nin geçiş hükümetine devretmelidir. Suriyeli olmayan örgüt üyeleri sınır dışı edilmelidir. Tek bir terörist sınırlarımızın mücavir alanlarında nefes almamalıdır. Artık bölücü teröre tahammülümüz asla yoktur. Teröristler, elini kolunu sallayarak hiçbir yerde dolaşamayacaktır. Suriye'nin devlet ve toplum hayatını pozitif bir dille ve herkesi kucaklayan bir hassasiyetle yeni baştan inşa etmeye koyulan Esad muhaliflerinin açıklamaları bize göre çok ama çok olumludur. Ne Türkiye'de ne Suriye'de ne de Irak'ta bölücü kiralık tetikçilere hayat yoktur, umut yoktur, gelecek yoktur, fitnenin başına gök kubbe yıkılmalıdır."
“İMRALI İLE SAĞLANACAK GÖRÜŞMELER SONUCUNDA TERÖRÜN BİTTİĞİ AÇIKLANMALI”
Bahçeli, Suriye'nin eşit egemen vasfına riayet ve saygının uluslararası toplum adına bir mükellefiyet olduğunu ifade ederek, aynı durumun Türkiye Cumhuriyeti için de geçerli olduğunu söyledi.
Hiç kimsenin bu ahlaki ve hukuki mesuliyetten kaçamayacağını belirten Bahçeli, "Suriye'de yaşayan Kürt kardeşlerimiz ile bölücü terör örgütü arasında en ufak bir irtibat söz konusu değildir. Türkiye ve Suriye'de yaşayan Kürt kardeşlerimiz, terörizmin ablukasına karşı uyanışa geçmiş, artık kan tacirlerinin gerçek niyet ve yüzünü görmüştür. Kürtler kardeşimizdir. Terör örgütü iki cihan hasmımızdır." dedi.
"DEM Parti, CHP'nin tahrik, taciz ve istismar siyasetine alet olmadan Türkiye partisi olma yönünde kararlı adımlarla yürümelidir." diyen Bahçeli, şöyle konuştu:
"İmralı ile sağlanacak görüşmeler sonucunda terörün bittiği, terör örgütünün lağvedildiği ortak gelecek ideali, insan ve millet sevgisi çerçevesinde açıklanmalıdır. Terör örgütü için sona gelinmiştir. Cinayet örgütünün miadı dolmuştur. Barış, huzur ve kardeşlik kazanacak, terör ve bölücülük kaybedecektir. Türkiye ve Suriye kazanacak, emperyalizmin kaos planları kaybedecektir. Türk milleti yeni yüzyılda milli birlik ve kardeşliğin dünya genelinde timsali olacaktır. Silahlar susmakla kalmayacak, hepsi birden kırılıp atılacak veya devlete teslim edilecektir. Türk-Kürt kardeşliği millet bünyesinde taçlanacaktır."
“ŞAM’A GÖZÜNÜ DİKEN TEL AVİV'DE KUDÜS’TE OSMANLI ŞAMARINI YER”
Filistin, Lübnan, Suriye'de kalıcı barış ve sürdürülebilir istikrarın sağlanması konusunda, iç cephesini tahkim eden Türkiye'nin yapacağı çok şeyin olduğunu dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti:
"İsrail'in korsan ve haydut yayılmacılığı durdurulmalıdır. Golan Tepelerinden çekilmediği takdirde geniş bir yaptırım ve mücadele stratejisi geliştirilmelidir. İsrail'in, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 1967 tarihli 242 no'lu kararına aykırı işgal girişimi derhal engellenmelidir. Siyonist barbarlık, Türkiye'nin daha fazla sabrını zorlamaktan uzak durmalıdır. Bu, en azından kendisi adına hayırlı bir adım olacaktır. Yasa dışı Yahudi yerleşimci programının yanında istila hevesleri ve soykırım uygulamaları eşliğinde ateşle oynamaya devamdan da süratle kaçınmalıdır. Şam'a gözünü dikenin Tel Aviv'de, Kudüs'te Osmanlı şamarını yiyeceğini hiç kimse de unutmamalıdır. Tarih bize diyor ki, Kudüs'ün ilk durağı Şam'dır. Şam güvendeyse günü geldiğinde Kudüs de güvende olacaktır. Hz. Ömer 636'da önce Şam'ı aldı, sonra 637'de Kudüs'ü. Selahattin Eyyubi 1184'de önce Şam'ı aldı, sonra 1187'de Kudüs'ü. Yavuz Sultan Selim önce 1516'da Şam'ı aldı, sonra da Kudüs'e mührünü bastı. Golan'da diş gösterenlerin, Şam'a parmak sallayanların azı dişini Kudüs'te sökmek sadece bir zaman meselesidir. Bu itibarla İsrail, yanlıştan derhal dönmelidir.
“KUDÜS'ÜN FETHİ DE YAKIN”
Bizim, Siyonist alçaklığa eyvallahımız yoktur, korkumuz yoktur, ayranımız kabarmaya görsün, gerisini düşünecek olanlar bellidir. Zeytindağı'nın manzarasına duyduğumuz özlem, Kudüs'ün hatıralarıyla kavrulan gönül dünyamız, tıpkı tek bir damlayla taşacak noktaya gelmiştir. Aklı başında olmayanın, başı ayaklardadır. Çılgınca eylem ve denemeler yapanların sonu da berhava olmaktır. Öyleyse Şam fethedilmişse Kudüs'ün fethi de yakındır."
Konuşmaların ardından, Siyaset ve Liderlik Okulu'nun 20. Dönemini ilk üç sırada tamamlayanlara sertifikaları MHP Genel Başkanı Bahçeli tarafından takdim edildi.
Siyaset ve Liderlik Okulu 20. Dönem öğrencileri, Bahçeli'ye "Elif" görseli ile sembolize edilen ve Fetih Suresi'nin ilk üç ayeti işlenen, üzerinde üç hilalin de bulunduğu kaide armağan etti.