Bakan Fidan, Irak merkezli televizyon kanalı UTV'ye kritik açıklamalar yaptı.

"IRAK'TAN BEKLENTİ PKK'NIN TEMİZLENMESİ"

"Terör örgütlerine karşı koymak adına Irak hükümetinin üstlendiği bu rol sizce yeterli değil mi? Bildiğim kadarıyla Irak hükümeti mümkün mertebe bu terör gruplarını kontrol altında tutmak ya da bunları durdurmak için çalışıyor. Şunu diyebilir miyiz: Terörle mücadele konusunda Türkiye ve Irak arasındaki işbirliği daha da geliştirilmeli mi?" sorusunu yanıtlayan Fidan, iki ülke arasındaki işbirliği mekanizmasının son yıllarda güvenliğe dayalı şekilde geliştiğini; Türkiye'nin savunma sanayisi alanında kendi pazarını ve kabiliyetlerini Irak'a açtığını belirtti.

Fidan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Türkiye'deki savunma sanayisine, Milli Savunma Bakanlığına ve diğer güvenlikle ilgili kurumlara Irak'a yardımcısı olması yönünde talimat verdiğine dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Ama diğer taraftan tabii Irak ile terörle mücadelede geldiğimiz noktada Irak, DEAŞ'la nasıl mücadele ettiyse, bizim beklentimiz PKK'yla da aynı mücadelenin verilmesi. Ama şu anda geldiğimiz noktada, ilk önce PKK'nın hukuki olarak bir tehdit olarak tanımlanması noktasında atılmış bir adım var. Biz bunu memnuniyetle karşılıyoruz. Umarız Irak'ın topraklarını işgal eden gerek Kürt bölgesinde gerek Arap bölgesindeki PKK'ya karşı, Irak hükümeti, ben inanıyorum Irak vatanseverleri gerekli mücadeleyi verecektir. Nereden emir aldığı belli olmayan birçok uluslararası örgütle yatıp kalkan bu terör örgütünün Irak topraklarından temizlenmesini nasıl DEAŞ'ı temizlediyse, Irak'ın evlatları PKK'yı da temizleyecektir."

Fidan, PKK'yı temizlememesinin Irak'a zararı dokunacağı değerlendirmesinde bulunarak "Ben kendimde olan kısmını çok şükür mücadele ederek halletmişim ama Irak'la olan kısmını kim halledecek? Bazıları maalesef şöyle düşünüyorlar: 'Bu terör örgütü Türkiye için kuruldu, biz bırakalım savaşsın diye.' Bu yanlış bir düşünce. Dediğim gibi yani bizde bir şey yok, zararı Irak'a veriyor. Silah kaçakçılığı var, eroin kaçakçılığı var, gümrükleri rüşvetle bağlamış durumdalar. Zorla insanları askere alıyorlar ve kontrolsüz silahlı gruplar. Irak bağımsız, milli bir egemen devlet. Milli askeri unsuru, gücü, polisi, istihbaratı var ama bir de bütün bunların dışında silahlı bir PKK var Irak unsurlarıyla temas halinde Irak'tan talimat almayan." dedi.

Ticaret Bakanı Ömer Bolat Suriye'ye gidiyor Ticaret Bakanı Ömer Bolat Suriye'ye gidiyor



TERÖR ÖRGÜTÜNE SİLAH BIRAKMA ÇAĞRISI

İmralı'dan yapılan çağrının ardından terör örgütü PKK'nın silah bırakmayacağı yönünde şüpheleri olup olmadığı sorusunu cevaplayan Fidan, "Yapılan son çağrı sonrası umuyoruz, diliyoruz, istiyoruz bu çağrıya kulak verilir ve örgüt tıpkı kendi liderinin talep ettiği gibi kongreyi toplar, kendini feshetme ve silahları bırakma kararı alır. Bunu yaparsa hem Irak'ta, hem Türkiye'de, hem Suriye'de hem Kürtler hem de bölge halkları gerçekten büyük istifade eder. Bir terör unsuru kendisini başka bir yapıya dönüştürmüş olur. Şimdi şunu anlaması lazım örgütün: Hem Irak, hem Suriye, hem Türkiye, bizler silahsız bütün duruşları kabullenmeye hazırız ama bir silahlı terör tedhişi ortada olduğu zaman kimse buna müsaade edemez. Benim inancım ve dileğim o ki inşallah bu yapılır. Ama olmazsa şu ana kadar ne yapıldıysa bundan sonra o olur ama ben yakında bir gelişme bekliyorum açıkçası." ifadelerini kullandı.

“SİYASİ BÖLÜNME ORTADAN KALKMALI”

Fidan, Türkiye'nin Irak'taki Şii oluşumla ilişkilerinin ne durumda olduğu sorusunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yaklaşık 10 yıl önce Irak ziyaretinde "Ben ne Şiiyim ve Sünniyim, ben Müslümanım." dediğini hatırlatarak cevapladı. Erdoğan'ın bu duruşunu "tarihi" olarak nitelendiren Fidan, Irak'taki Şii-Sünni üzerinden oluşturulan siyasi bölünmenin ortadan kalkması gerektiğini dile getirdi.

"Türkiye'nin Sünni kimliğinden dolayı" bazı grupların Türkiye'yi hedef alması ve ülkeyi başka bir sınıflandırmaya sokmasının yanı sıra buna göre politika ve ittifak geliştirmesinin kabul edilemez olduğunu belirten Fidan, "Bizim hem resmi duruşumuz, hem alandaki hareketliliğimiz, Irak'ın bütün siyasi partileriyle, evlatlarıyla biz aynı şekilde ilişki geliştirmeye hazırız. Bunu defalarca ifade ettik. Yani bu Türkmen, Arap, Sünni, Kürt, Şii fark etmiyor ama bizimle ilişki geliştirme niyetinde problemi olan bazı gruplar olabiliyor. Bunu da inşallah aşacağız karşılıklı güvenle." diye konuştu.



Fidan, "Şimdi Erbil'le bizim iyi ilişkilerimiz var, evet. Gerçekten Sayın Mesud Barzani, bakın hem bölgedeki sorunlara hem Irak'taki sorunlara elinden geldiğince yapıcı derecede çözüm getirmeye çalışıyor. Biz bunu defalarca kendisiyle yaşadık; ister terörle mücadele konusunda ister enerji meselelerinde şu anda ciddi çabaları olduğunu görüyoruz. Sayın Neçirvan Barzani'nin ne kadar yapıcı ve katkı verici bir insan olduğunu bütün bölge biliyor. Yani bütün meselelerde gerçekten bölgenin sorunlarını yapıcı bir şekilde nasıl çözebilirim, bunun arayışında olan birisi. Sayın Mesrur Barzani bölge Başbakanı olarak Kürt bölgesindeki altyapı, üstyapı sorunları nasıl çözebilirim, bunları nasıl halledebilirim onun mücadelesi içerisinde. Yani herkes bulunduğu halka hizmet etmekle meşgul. Şimdi biz bunu gördüğümüz zaman biz bununla mutlu oluruz. Kimsenin birbirine düşmanlık etmediği, hizmet etmek istediği, karşılıklı çıkarın olduğu yer bizim istediğimiz yer. Süleymaniye için biliyorsunuz aynı şeyi söylemiyoruz. Süleymaniye'deki KYB'li dostlarımızın da umarız Erbil'deki gibi terör örgütünden kendisini arındırarak sadece kendi halkının iyiliğiyle meşgul olduğu bir zemine geçmesini isteriz." değerlendirmesinde bulundu.

IRAK'TAKİ TÜRKMENLER

Osmanlı İmparatorluğu'nun dağılmasından sonra Türkiye'nin sınırı olan bütün ülkelerde Türk azınlığı bulunduğuna işaret eden Fidan, bu toplulukların hiçbir zaman ayrılıkçı hareketler içerisinde bulunmadığını ve yapıcı rol oynadığını söyledi.
Bakan Fidan, "Dolayısıyla biz Türkmenlerin Irak'ın saygın evlatları olarak hak ettikleri bütün hakların verilmesinin elzem olduğunu düşünüyoruz. Tıpkı bütün halklara verilen haklar gibi." dedi.

Fidan, Türkmenlerin tarihi nedenlerden dolayı demografik sürgüne uğratılmasının ve bulundukları yerlerde siyasi endişeler nedeniyle zayıf düşürülmesinin "Türkmenleri değil, Türkiye'yi hedef alan bir yapı." olduğunu dile getirerek, "Ama biz her zaman diyoruz: 'Bakın bu türden küçük oyunlarla oradaki nispeten sayısı daha az olan bir topluluğa galebe çalmaya çalışarak atacağınız adımlar sizi zafere götürmez; tam tersine Türkiye'nin hışmını daha çok çekersiniz. Onun yerine var olan Türkmen nüfusunu Türkiye'yle bağları daha güçlendirmede kullanabilirsiniz.'" ifadelerini kullandı.

Türkmenlerin hiçbir zaman Irak'ta ayrılıkçılığın, terörün veya suçun kaynağı olmadığını vurgulayan Fidan, bazı grupların Türkmenlere farklı şekilde muamele etmesinin kabul edilemez olduğunu; bununla ilgili endişeleri gerekli mercilere ilettiklerini ve yoğun şekilde tartıştıklarını aktardı.

PROVOKASYON POLİTİKASI İZLİYOR

Bakan Fidan, İsrail'in Suriye'deki faaliyetlerine de değindi.

Fidan "İsrail'in Suriye'de şu anda izlediği politika bir provokasyon politikası. Kendi güvenliğine hizmet eden bir politika değil. Yani taktik düzeyde bazı şeyleri hallediyor olması, stratejik düzlemde kendisi için oluşturduğu daha büyük tehdidi değiştirmiyor." ifadelerini kullandı.

Hakan Fidan, "İsrail'in burada daha sorumlu davranması önemli. İşgal politikası tamamıyla İsrail'in güvenliğine olmayan bir politika. Ters tepecek bir politika. Suriye'yi daha da istikrarsızlaştırma yapısı olan bir politika." açıklamasında bulundu.