Şener yaptığı açıklamasında, hava sıcaklığında yaşanan değişimlerle okul çağı çocuklarında ve 65 yaş üstü kişilerde soğuk algınlığına bağlı zatürrenin görülme sıklığının artığını belirtti.
Zatürre şüphesinde antibiyotik kullanımının gerekli olduğunu belirten Şener, "Viral üst solunum yolu enfeksiyonlarından sonra bazen çocuklarda tonsilit, tonsillofarenjit gibi solunum yolu enfeksiyonları başlayıp akciğere inebiliyor. Yine aynı risk yaşlılarda da söz konusu. Zatürreye sebep oluyorlar. Bakteriyel enfeksiyon şüphesi varsa erken dönemde başlanması gereken antibiyotikler var." dedi.
Şener, bazı hastaların, doktorların yazdığı antibiyotikleri düzensiz kullandığını ya da yarım bıraktığını ifade ederek, hastaneye gelen ve zatürre teşhisi konulan hastaların birçoğunun düzensiz antibiyotik kullandığını belirlediklerini anlattı.
AKCİĞERDE AĞIR ZATÜRREYE SEBEP OLABİLİR
Bu durumun, antibiyotik kullanımının yan etkileriyle ilgili yapılan açıklamalardan kaynaklandığını ifade eden Prof. Dr. Şener, "Bunun bir nevi dezavantajını yaşıyor insanlarımız. Antibiyotiği gereksiz kullanmak sakıncalı ama gerekli zamanda kullanmamak, dozunu azaltmak akciğerdeki iltihabi hadiselere sebep oluyor. Özellikle 65 yaş ve üzerinde bu durum çok sıkıntılı. Bu tablo akciğerde ağır bir zatürreye sebep oluyor." diye konuştu.
Şener, antibiyotiklerin yanlış kullanımının yaygın olduğunu vurgulayarak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Evde kalmış antibiyotikler var, başka bir hastalık için reçete edilmiş. İdrar yoluna da yarar, boğazdaki iltihaba da yarar, akciğere de yar Antibiyotikler tahmininizden daha fazla zarar verebilir. Böbreklerinize, karaciğerinize, cildinize, bağırsaklardaki mikrobiyotaya, akıllı bakterilere ciddi anlamda zarar verebilir. O yüzden hekim kontrolüne ve hekim tavsiyesi altında kullanmak gerekiyor."
Antibiyotik içerken dikkat
Özellikle antibiyotiklerin, antiromatizmal ilaçların, demir haplarının az su ile ya da susuz yutulması, gece yatmadan hemen önce alınması yutma güçlüğü ile kendini gösteren ağrılı ülsere yol açabiliyor.
Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Cem Cengiz, ilaç kullanımında su tüketiminin çok önemli yer tuttuğunu ifade ederek, hem ilacın alımında hem de sonrasında bol su içilmesinin gerekliliğine dikkati çekti. Cengiz, ilaçların yetersiz su ile alındığında özellikle yemek borusunda yara oluşmasına yol açabildiğine işaret etti.
İlacın mutlaka su ile alınması gerektiğinin, "tükürükle yutarım" şeklinde bir uygulamanın kesinlikle sakıncalı olduğunun altını çizen Cengiz, "Bazı ilaçlar yemek borusunda direk olarak mukozal hasar ve ülserlere neden olabilir. Bu yan etki ilk olarak tanımlanan ilaç potasyum klorid tabletleridir. Bunun dışında yemek borusunda direk hasar yaratan ilaçlar antibiyotikler, antiinflamatuvar (anti romatizmal) ilaçlar ve diğer ilaçlar şeklinde sınıflandırılır" diye konuştu.
Tetrasiklin grubu antibiyotikler ve özellikle doksisiklin grubunun yemek borusunda en sık hasar ve ülser yapan antibiyotikler olduğunu ifade eden Cengiz, bu grup antibiyotiklerin jinekoloji, üroloji, dermatoloji ve gastroenterolojide sıkça kullanıldığını belirtti. Cengiz, özellikle bu tip tıp alanına ilişkin sağlık sorunlarında verilen antibiyotiklerin mutlaka bol su ile alınması ve alındıktan sonra yarım saat dik pozisyonda kalınması gerektiğini söyledi.