Ülke TV Genel Yayın Yönetmeni Hasan Öztürk, DEM’in elebaşı Öcalan ile İmralı Adası’ndaki görüşmesi sonrası yaptığı açıklamayı yorumladı.
Öztürk, sözlerinin hemen başında Türkiye ve Suriye denkleminde oluşan yeni tabloya değindi.
Öztürk, "Bu iyi bir haber ama dikkatlice ve hızlı kararlar almak lazım. Özden kopmamak da lazım. Bu sürecin geldiği yer çok kritiktir. Ya biz bu işi çevireceğiz, çözeceğiz ya da özelde Suriye sahasında yine askeri bir güç kullanarak bu işi bertaraf edeceğiz. Bütün aktörlerden Sayın Cumhurbaşkanı’ndan Bakan Fidan’a kadar, '(PKK-YPG'ye) Ya tasfiye olacaksınız ya da tasfiye edileceksiniz...' sözleri söylendi. Madem elebaşı Öcalan sizin lideriniz, Sayın Bahçeli’nin çağrısını hatırlamak lazım ‘Çık ve PKK’nın lağvedildiğini’ söyle diyor.” ifadelerini kullandı.
"BU ÇAĞRI TÜM KCK'YA YAPILABİLİR"
PKK’ya PKK olarak bakılmaması gerektiğinin altını çizen Öztürk, “Çünkü KCK üst çatısında İran’daki PJAK ve Suriye’deki YPG de var. (İmralı) Bu çağrı bütün KCK’ya yapılacak diye düşünüyorum. Ve bu böyle olursa anlam kazanır. PKK zaten Türkiye’nin operasyonları ile eylem yapamaz duruma geldi. PKK, Kandil’e sıkışmış bir yapıdır. Suriye’deki YPG’ye de bakmamız lazım.” dedi.
"ÇOK DİKKATLİ OLMAMIZ GEREKLİ"
MHP lideri Devlet Bahçeli’nin çağrısı sonrası İmralı’nın sözleri ile yeni bir iklimin oluştuğunu ifade eden Öztürk, “Bu iklim çok bedeller ödenerek oluştu. Bu bedeller tekrar ödensin istemiyorsak çok dikkatli ve hızlı olmamız lazım. Terör örgütü PKK-KCK’nın silah bırakması için başka başka konulara dağılmamamız gerekli. Türkiye’deki siyasi uzantısının (DEM) ‘Evet biz talepte bulunacağız’ diyerek bu işin bir çözümle bitmesi gerektiğini düşünüyorum.” dedi.
“BAHÇELİ’NİN AÇTIĞI UMUT KAPSINDAN HEP BERABER GİRMELİYİZ”
Öztürk, sözlerinin devamında şu çarpıcı meselelere dikkat çekti:
“Bu iklim kırılgan olabilir. Neden? Çünkü Suriye’de olan bitenden sonra Şam’daki yeni iktidar da çağrı yaptı ve ‘Silahlarınızı bırakın ve bize katılın’ diye. Bu olmadı. YPG’nin başındaki Mazlum Kobani, açıklamasında ‘Şam’ı ziyaret etmek isterim’ dedi. Ama ‘otonomi’ sözleri de oldu. Türkiye’nin başından beri reddettiği bu durum terör koridoru dediğimiz meseledir. Bunun rafa kalktığının ilan edilmesi ile birlikte Suriye’nin yeni iktidarı ve bütüncül bir Suriye içinde yer almaları da oradaki çözüm olarak görülüyor. Ben bu sürecin akamete uğramasını asla istemem ve Sayın Bahçeli’nin açtığı o umut kapsından hep beraber geçmemiz şart. Bana göre Türk-Kürt kardeşliğini tekrar inşa etmek gerekli. Türkiye Yüzyılı daha hızlı şekillensin diyorum.”
DEM'DEN "TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİ" VURGUSU
DEM Parti, dün gerçekleşen İmralı ziyaretinin ardından beklenen ilk açıklamayı yaptı.
Açıklamada "Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk. Sürecin başarısı için en önemli zemin TBMM'dir" ifadeleri yer aldı.
İŞTE ÖCALAN'IN DEM TARAFINDAN PAYLAŞILAN MESAJLARI:
"Türk-Kürt kardeşliğini yeniden güçlendirmek tarihi bir sorumluluk olduğu kadar tüm halklar için de kader belirleyici bir önem ve aciliyet kazanmıştır. Sürecin başarısı için Türkiye’deki tüm siyasi çevrelerin dar ve dönemsel hesaplara takılmadan inisiyatif alması, yapıcı davranması ve pozitif katkı sunması elzemdir. Bu katkıların en önemli zeminlerinden biri de şüphesiz TBMM olacaktır. Gazze ve Suriye’de yaşanan hadiseler göstermiştir ki, dışarıdan müdahalelerle kangrenleştirilmeye çalışılan bu sorunun çözümü artık ertelenemez bir hal almıştır. Bunun ciddiyetiyle doğru orantılı bir çalışmayı başarıya ulaştırmak için muhalefetin de katkı ve önerileri değerlidir.
“BAHÇELİ VE ERDOĞAN’IN ÇAĞRISINA KATKIYA KARARLILIĞA SAHİBİM”
Sayın Bahçeli’nin ve Sayın Erdoğan’ın güç verdiği yeni paradigmaya, ben de pozitif anlamda gerekli katkıyı sunacak ehil ve kararlılığa sahibim.
“GEREKEN ÇAĞRIYA HAZIRIM”
Heyet bu yaklaşımımı gerek devletle gerekse siyasi çevrelerle paylaşacaktır. Bunlar ışığında gereken pozitif adımı atmaya ve çağrıyı yapmaya hazırım. Bütün bu çabalarımız, ülkeyi hak ettiği düzeye taşıyacak ve aynı zamanda demokratik bir dönüşüm için de çok kıymetli bir kılavuz olacaktır. Devir Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşlik devridir."