Suriye’de muhaliflerin 12 günlük etkili operasyonları ile Beşar Esad rejimi Halep ve Hama'nın ardından başkent Şam'da da kontrolü elden bıraktı.
Suriye medyası Cumhurbaşkanı Beşar Esad Şam'ı terk ettiğini duyurdu.
Ülke TV'de "Suriye'de önümüzdeki denklemde neler yaşanır? ,Türkiye'nin bölgede etkisi ne olur?" sorularına yanıt arandı.
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Ramazan Erdağ, Suriye’deki gelişmeleri şöyle okudu:
"TÜRKİYE İDDİALARIN AKSİNE..."
Türkiye’nin Suriye denkleminde önü sürdüğü 2 öncelik var. Bunlardan birincisi; herhangi bir oldu bitti ile terör örgütü PKK-YPG-SDG’nin Suriye’deki kolunun hiçbir şekilde daha da karşılık bulmaması ve PKK’nın bu bölgedeki etkinliğinin tamamen sona erdirilmesi. Bu durum Türkiye’nin ulusal ve sınır güvenliğini tehdit eden bir husustur. İddiaların aksine Türkiye’nin Suriye’de olan biteni takip etmesi, olan olaylara kayıtsız kalmaması oldukça kritiktir.
"ERDOĞAN'IN SON SURİYE VURGUSU ÖNEMLİ"
İkinci öncelik ise şu: Kritik saatlerden geçiyoruz. Suriye’nin topyekûn toprak bütünlüğünün sağlanmış olmasıdır. Dünkü Gaziantep mitinginde Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan, bu konuda son derece önemli açıklamalarda bulundu. Yani ‘Kapsayıcı bir yönetim anlayışı ile Suriye’nin Suriyelilere ait olduğu ve yönetilmesi gerektiği’ vurgusunun da son derece önemli olmuş olduğunu ifade etmiş olalım.
SURİYE'Yİ NELER BEKLİYOR?
Daha önce Astana süreci olarak tanımlamış olduğumuz 3’lü formatta ilerletilmeye çalışılan siyasi süreç şu anda masadaki en kritik husustur. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Doha’ya hareketinden önce ‘Astana formatının yeniden oluşturulması’ gerektiğini, ‘yeni bir dizayna, sahadaki gerçeklikler karşısında yeni bir formata ihtiyaç olduğunu’ ifade etmişti.
"YENİ YÖNETİM OLUŞMASI ÖNEMLİ..."
Şam’ın kontrol atına alınmasından sonra en önemli husus geçiş yönetimin oluşturulması. Siyasi süreç içinde birinci öncelik budur. Kapsayıcı bir geçiş yönetimine ihtiyaç var. Ve bu tüm Suriyelileri kapsayacak şekilde oluşturması gerekiyor. Diğer husus ise Suriyelilerin kendi ülkelerine dönmesidir.
"SURİYE'DE YENİ ORTAMIN OLUŞMASI NE KADAR SÜRER?"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın daha önce de sürecin başından beri ifade ettiği gibi; ‘Suriyelilerin güvenli, gönüllü, onurlu Suriye’ye dönüşü’ konusunda Türkiye’nin ilkeli ve insani duruşunu hiçbir zaman değiştirmediğini bunu muhafaza ettiğini gördük. Türkiye’nin bu duruşunun bütün koşulları neredeyse oluşturulmuş durumdadır. Sonra da Suriye’de yeni bir anayasanın, seçim kanununun oluşturulması Surecin üçüncü aşamasıdır. Bununla birlikte adil bir seçim ortamının oluşturulması ile yeni hükümetin inşa edilmesi Suriye’nin geleceği için temeldir. Bu süreç bir buçuk, iki belki üç yıl bile alabilir. Hassas bir süreç önümüzde var. Ama bunun ön hazırlıları özellikle Astana formatında Türkiye’nin öncülük ettiği rolde oldukça önemeli bir şekilde hesap ve dizayn edildi.
“TÜRKİYE’İN SURİYE’DE ELİ ÇOK DAHA GÜÇLÜ”
Bugün itibari ile sahadaki gerçeklikler, şu andaki yeni durum Türkiye’nin rolünü oldukça güçlendirmiş oldu. Türkiye’nin hem sahada hem de masada eli çok daha güçlü. Bunu büyük bir guru ile söylememiz gerekiyor. Suriye ve bölgenin geleceği için Türkiye kilit bir ülkedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Erdoğan’ın güçlü liderliği ve Sayın Hakan Fidan’ın da güçlü diplomasisi bu süreci önemli bir şekilde yürütüyor diyebiliriz.
Suriye'de yeni oluşum ne kadar sürer? “Türkiye’nin eli çok güçlü…” pic.twitter.com/60AI9ZVWAo
— ÜLKE TV (@ulketv) December 8, 2024