Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında 13 Şubat tarihinde derneğin genel kurulunda sarf ettikleri sözler nedeniyle 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' ve 'adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs' suçlarından soruşturma başlatılmıştı.
ARAS VE TURAN İFADE VERDİ
Soruşturma kapsamında şüpheliler Turan ile Aras, ifade vermek üzere polis eşliğinde Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na geldi.
Burada Savcılığa getirilen şüpheli Aras yaklaşık 3 saat ifade verirken, şüpheli Turan ise yaklaşık 1 saat ifade verdi.
ADLİ KONTROL ŞARTIYLA SERBEST BIRAKILDILAR
Şüpheliler Savcılıkta verdikleri ifadenin ardından çıkarıldıkları nöbetçi hakimlikçe 'yanıltıcı bilgiyi alenen yayma' suçundan 'yurt dışına çıkış yasağı' şeklinde adli kontrol şartıyla serbest bırakıldılar.
ORHAN TURAN NE DEMİŞTİ?
TÜSİAD Başkanı Turan, genel kuruldaki konuşmasında, seçilmiş hükümete yönelik haddi aşan sözler sarf etmişti.
Turan, genel kuruldaki konuşmasında, “Hukukun üstünlüğü tesis edilmeden ne iç ne de dış sorunları çözebiliriz.” demişti.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN SERT TEPKİ GÖSTERDİ: KUKLALARLA İŞİMİZ YOK!
Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti TBMM Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, “Türkiye'nin gerçek anlamdaki her demokrasi ve kalkınma hamlesi, açık söylüyorum, TÜSİAD zihniyetini daima rahatsız etmiştir. Nitekim bu kuruluşun darbeciler, cuntacılar, emperyalistler ve onların etki ajanlarının safında ülkemize ve milletimize karşı sergilediği üstenci, faşizan, nobran tavırlar toplumsal hafıza kayıtlarımızda mahfuzdur” dedi.
Erdoğan, gayretle Türkiye için dünyayı dolaşırken, içeride çok farklı hesapların yapıldığına şahitlik ettiklerini belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"TÜSİAD'ın haddi ziyadesiyle aşan ve buram buram provokasyon kokan açıklamalarına geçmeden önce şu gerçeğin altını çizmek istiyorum. Demokrasilerde hiç kimse layüsel değildir. Hiç kimse eleştiriden azade değildir. Tutarlı, yapıcı, iyi niyetli olması hâlinde biz de eleştirilere kulağımızı hiçbir zaman tıkamadık ve tıkamayız. Bugün, 'konuşan Türkiye' diye bir olgudan bahsediliyorsa, bunu mümkün hâle getiren hiç şüphesiz, AK Parti'dir, hükûmetlerimizdir. Demokrasimizin standartlarını yükselten, baskılara son veren, yasakları kaldıran bizim iktidarlarımızdır. Terörü ve şiddeti övmediği, hakaret içermediği, vesayet girişimlerine davetiye çıkarmadığı müddetçe her türlü fikrin rahatça tartışılmasını biz sağladık. Bütün bunları da CHP'nin ve vesayet odaklarının engellemelerine rağmen yaptık. Yasakların değil özgürlüklerin egemen olduğu bir Türkiye'nin inşası için verdiğimiz çetin mücadelenin en yakın şahidi bizatihi milletimizdir. Yasakların kalkmaması için mahkemeye koşanların bize demokrasi ve özgürlükler konusunda söyleyecek hiçbir sözü olamaz. TÜSİAD yönetiminin açıklamaları sonrasında emre amade uşak misali sıraya dizilen muhalefet figürlerini nazarı dikkate almıyoruz. Kraldan çok kralcı davrananların ederi, onlara sahiplerinin biçtiği değer kadardır. Kuklalarla işimiz olmaz, bizim muhatabımız kuklacılardır."
“MORALİ BOZUK OLAN TÜSİAD DEMİRBAŞLARIDIR”
Türkiye'nin yerli ve milli üretimden vazgeçerek yeniden küresel ticaretin zayıf bir pazarı hâline dönüşmesine müsaade etmeyeceklerini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Türkiye'nin demokrasisini darbecilerin, ekonomisini sömürgecilerin, millî iradeyi sivil toplum ve siyasetçi görünümlü beşinci kol elemanlarının güdümüne sokmasını istiyorsanız, bilin ki böyle bir şeye canımız pahasına rıza göstermeyeceğiz. TÜSİAD'ın Türkiye'de güven iklimini bozan örnekler olarak verdiği her konu hukukun, adaletin, savcıların, hakimlerin yetki alanındadır. Hukuk devletine yürekten inananların safı, terör yardakçılarının, hırsızların, edep adap tanımaz provokatörlerin, disiplinsizlerin, sanat dünyasını esir alan marjinallerin yargı mensuplarını ve ailelerini tehdit eden kibir abidelerinin değil, hukuku uygulayanların yanı olmak zorundadır. Çöken, TÜSİAD'ın iddia ettiği gibi sistem değil, devletin zayıf, milletin fakir, bireylerin bezgin olduğu, buna karşılık kendilerinin altın devirlerini yaşadığı dönemlere ilişkin hayalleridir. Morali bozuk olan ülke değil, 'TÜSİAD buraya dikkat et...' imtiyazla büyüdükleri devirlerin ardından, devlet hazinesini istedikleri gibi paylaşamadıkları için iç sıkıntılar yaşayan TÜSİAD demirbaşlarıdır. Güven bunalımı yaşayan halkımız değil, sözünü ettikleri usulsüzlüklerin müsebbibi olan sadece para kazanma hırsıyla kuralsız iş yapmayı adet edinen TÜSİAD zihniyetidir." açıklamasında bulundu.