Gündem

Erdoğan: İzmir tarihinin en perişan devrini yaşıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan “'İzmir, CHP’nin elinde tarihin en perişan devrini yaşıyor'' dedi. Erdoğan, İmamoğlu'nun Çağlayan'daki şovuna da sert tepki gösterdi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İzmir ve Manisa il kongrelerini gerçekleştirdi.

Erdoğan “'İzmir CHP’li belediyelerin elinde tarihin en perişan devrini yaşıyor'' dedi.

Erdoğan, Manisa'da İmamoğlu'nun çağlayan adliyesindeki şovuna çok sert tepki gösterdi. Adliye önünde atılan sloganın 1971 yılında Ziraat Bankası’nı soyan bir terör örgütüne ait olduğunu hatırlattı.

“İZMİR, TARİHİNİN EN PERİŞAN DEVRİNİ YAŞIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “İzmir’in hemen tüm mahalleleri, caddeleri, sokakları, denizi perişan vaziyettedir. Tek işi vatandaşa hizmet etmek ve şehri yaşanılır kılmak olanlar maalesef vatandaşa hizmetten başka her işi yapıyor. Yağmur çiselese İzmir’i su basıyor. Umurlarında değil. Rüzgâr kımıldasa İzmir yaşanmaz hâle geliyor, havaya bakıp ıslık çalıyorlar. Altyapı deseniz zaten hiç mevcut değil ki üzerinde konuşasınız. Hülasaten, bir zamanlar medeniyet sembolü İzmir, tarihinin en karanlık, en bakımsız, en perişan devrini yaşıyor” diye konuştu.

Sadece şu son 10 yılda yaşananların bile şehrin CHP’li yerel yöneticiler ve siyasetçiler tarafından nasıl bir garabet sarmalığına sokulduğunu göstermeye yeterli olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Haklarını isteyen işçileri dinlemek yerine sokağa atarlar. İzmir Körfezi’nin kötü kokudan yanına yaklaşılmadığı hâlde kıllarını kıpırdatmazlar. Körfezin temizlenmesinin asli sorumlusu millete olan saygısından dolayı bu meseleye çözüm arayan bakanlığın toplantısına katılma lütfunda dahi bulunmazlar. Ülkenin en pahalı suyunu İzmirlilere içirirler. İlçelerine hizmet etmeleri için seçilen başkanlar, İstanbul’da siyasi ikbal peşinde koşarlar. Kötü yönetimden dolayı işçi maaşlarını ödeyemedikleri için temel hizmetler bile aksar. Kentsel dönüşüm projelerindeki dolandırıcılıkların arkasında kendi partililerinin silüeti belirir. Eski ve yeni başkanların şehre zerre kadar faydası olmayan kişisel kavgaları ayyuka çıkar. Hakaret suçundan yargılanan edepsizleri önce protokole alıp başköşeye oturturlar sonra özür dilerler.”

“CHP, BAŞARISIZLIKLARINI ÇAĞDAŞLIK PERDESİYLE GİZLEMEYE ÇALIŞIYOR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, karşılarında neresinden tutulursa tutulsun elde kalan bir İzmir fotoğrafı olduğunu belirterek, “CHP Genel Başkanı bile bu durumun farkına varmış olmalı ki, İzmir’in temsilindeki sorunları ikrar etmek mecburiyetinde kaldı. Kendi görevlerini yapmaktan aciz yönetimlerin başarısızlıklarını Atatürkçülük maskesiyle, ilericilik örtüsüyle, çağdaşlık perdesiyle gizlemeye çalışması da ayrı bir hastalık. İzmir her alanda sürekli geriliyor, ama bunlar ilericilik kisvesi altında yağma düzenlerini devam ettirmek için canhıraş şekilde uğraşıyorlar. Bu kötü gidişat, İzmir’in kaderi değildir. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak bu tabloyu değiştirmek boynumuzun borcudur. Tabii bunun için önce İzmir’deki vatandaşlarımızı siyasi tercihlerini, ideolojik saiklerle değil eser ve hizmet merkezli olarak yapmaya ikna etmemiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.

Erdoğan, yıllar sonra bizzat işin sahiplerinin, “Atatürkçülüğü ve Kemalizm’i Menderes’e karşı mücadele edebilmek için biz icat ettik” dediği bir fanatizmin, Menderes’in tüm kalbini adadığı şehir olan İzmir’i esir alamayacağını ifade etti.

MANİSA'DA KRİTİK MESAJLAR

Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti Manisa 8. Olağan İl Kongresi’nde yaptığı konuşmada ise, “Hedeflerimize ulaşmak için daha fazla çalışmamız gerekiyor. Türkiye Yüzyılı’nı inşa etmek için daha çok ter dökmemiz icap ediyor. Evlatlarımıza daha müreffeh, güçlü ve itibarlı bir ülke bırakmak istiyorsak, tüm kapasitemizi kullanmalı, gereksiz tartışmalarla vakit kaybetmemeli, bir saniyemizi bile boşa harcamamalıyız” mesajını verdi.

Dünyada ve Türkiye'nin yakınındaki gelişmelere dikkati çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bölgemizde bunca gerilim, çatışma, savaş yaşanırken, coğrafyamız yeni krizlere, yeni istikrarsızlıklara gebeyken, İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan sistem yeni baştan şekillenirken, hâsılı ülkemizi ve geleceğimizi doğrudan etkileyen kritik gelişmeler vuku bulurken, biz boş işlerle, boş gündemlerle kendimizi meşgul edemeyiz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, hedeflerine ulaşmak için daha fazla çalışmaları, Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmek için daha çok ter dökmeleri gerektiğini dile getirerek, şöyle devam etti: "Evlatlarımıza daha müreffeh, güçlü ve itibarlı bir ülke bırakmak istiyorsak tüm kapasitemizi kullanmalı, gereksiz tartışmalarla vakit kaybetmemeli, bir saniyemizi bile boşa harcamamalıyız. Muhalefetin iş bilmezliği bizim referansımız olamaz. Muhalefetin tembelliği bizim bahanemiz olamaz. Muhalefetin beceriksizliğine bakarak rehavete kapılamayız. Onların sorun çözmek, milletin dertlerine derman olmak gibi bir kaygılarının olmadığının hepimiz zaten farkındayız. Bırakın dünyayı, ülkemizde ne olup bittiğini bile takip etmiyorlar. Gazze'de 471 gün sonra ateşkes sağlanmış, Suriye'de 13,5 yıl süren zulüm sona ermiş, Avrupa'da ırkçı partiler hükûmet devirecek seviyeye gelmiş. Ticaretten teknolojiye dünyada büyük devrimler yaşanıyormuş, bunların ve diğer hadiselerin hiçbiri umurlarında değil. Gelişmelere ilişkin en ufak bir fikirleri yok. Ortaya koydukları hiçbir alternatif yok. Varsa yoksa kendi çıkarları, kendi ikballeri, kendi gelecek planları. Kavgayı, gürültüyü, kuyu kazmayı, artık kendi seçmenlerini bile bıktıran güç mücadelelerini burada saymaya gerek dahi duymuyorum. Onları kimi zaman hayıflanarak, kimi zaman acıyarak ama çoğu zaman ülkemiz muhalefeti adına hep beraber utanarak izliyoruz."

CHP'lilerin eski genel başkanlarını bir ara yere göğe sığdıramadıklarını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "'Gandi Kemal', 'Gençlerin demokrat amcası' diyerek pohpohluyorlar, sürekli övgü yağmuruna tutuyorlardı. Ama ne olduysa Türkiye'yi kurtaracak adam dedikleri Bay Kemal'i bir günde istenmeyen adam ilan ettiler. 14-28 Mayıs seçimlerindeki hezimetin bütün faturasını Bay Kemal'e çıkartıp, şaibeli bir kurultayla CHP genel merkezinden kendisini tehcir ettiler. Birkaç ay öncesine kadar 85 milyonu yönetmeye layık gördükleri şahsı CHP'nin başına layık görmediler. Şimdi ne kapısını çalan var ne fikirlerini merak eden var" diye konuştu.

“ORTAK BİR ZEMİNİ İNŞA ETMEYE ÇALIŞTIK”

"Tabii burada bir gerçeği de ikrar etmek durumundayım" diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Aslında biz de yıllarca bu zatın ülkemiz siyasetine zarar verdiğini, yalan, iftira, hakaret dolu söylemleriyle demokrasimizi zehirlediğini, siyaset kurumunun itibarına gölge düşürdüğünü sıkça vurguladık. Bundan dolayı soru işaretleriyle dolu bir kurultay süreciyle de olsa CHP'nin başından gönderilmesinde ilk etapta biz de müspet karşıladık. Türkiye'nin bir nebze olsun rahatlayacağına, siyasetin olması gereken düzleme oturacağına inandık. Bu anlayışla yeni genel başkana siyasette rekabeti daha yapıcı, daha mutedil bir atmosfere çekmek için bir şans tanıdık. Bundan da muradımız kutuplaşmayı azaltmak, siyasi iklimi yumuşatmak, CHP'nin normalleşmesine katkı sunmaktı. Ülkenin ve milletin meseleleri söz konusu olduğunda buluşabileceğimiz, en azından diyalog kurabileceğimiz ortak bir zemini inşa etmeye çalıştık. Ancak gerilimden beslenen ana muhalefet içindeki vesayet odakları buna tahammül edemedi. Bu rahatsızlıklarını da her fırsatta izhar ettiler. CHP'nin normalleşmesine ne yazık ki fırsat vermediler. Daha sonra eskisinden daha büyük bir savrulma yaşadılar."

Gelinen noktada Türkiye'nin ana muhalefet partisinin DHKP-C'liler tarafından şehit edilen Cumhuriyet Savcısı'nın ismini taşıyan adalet sarayının önünde elinde asker, polis kanı olan marjinal sol örgütlerin sloganıyla polise saldırdığını gördüklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Öyle hakaretler, öyle kelimeler, öyle tehdit dolu cümleler kullanıyorlar ki karşılarındaki kitlenin dahi yüzü kızarmıyor. Güya gazeteci ve siyasetçi kılıklı uyanıkların sahnelediği üçüncü sınıf tiyatroları burada saymıyorum. Ama ne yaparlarsa yapsınlar adaletin tecellisine engel olamayacaklar" şeklinde konuştu.

İMAMOĞLU'NA ÇAĞLAYAN TEPKİSİ: “ATTIKLARI SLOGAN BİR SOL TERÖR ÖRGÜTÜNE AİT”

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Tabii burada gülsek mi ağlasak mı henüz tam kestiremediğimiz şu trajikomik durumu da söylemek isterim. Kaderin cilvesi bakın ki adliye önünde polise karşı attıkları slogan 1971 yılında Ziraat Bankası'nı soyan bir sol terör örgütüne ait. Aramışlar, taramışlar, dere tepe düz gitmişler, bula bula soyguncuların ve katillerin sloganını bulmuşlar. Banka soyanların sloganı on yıllar sonra belediyeleri soyanların sloganı hâline dönüşmüş. Hani derler ya 'cuk oturmuş' diye. Bunların durumu da tam böyle. Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş. Tıpkı kırmızı kart gibi bu yeni sloganlarının da CHP'ye çok yakıştığını samimiyetle ifade ediyor, Sayın Özel ve şürekâsını tebrik ediyoruz. Biz olsak kendilerine yine bu sloganı tavsiye ederdik. Biz hayırlı bir muhalefet diledikçe karşımızda neresinden tutsanız elimizde kalan işte böyle bir CHP buluyoruz. Ne diyelim belki de böylesi hayırlıdır" ifadelerini kullandı.

Ülke insanının CHP'ye bakarak bedavadan siyasi komedi izleme hakkına saygı duymak gerektiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Demokrasilerde muhalefetin de en az iktidar kadar önemli olduğuna inanan bir siyasetçi olarak bu iç karartıcı tablodan ülkemiz siyaseti adına üzüntü duyuyoruz. Bir umut kırıntısıyla bu partiye ve yöneticilerine bakıp da iç geçiren CHP seçmenine bir kez daha Allah sabır versin diyorum" dedi.