İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve 99 şüpheli hakkında "suç örgütü yöneticisi olmak", "suç örgütüne üye olmak", "irtikap", "rüşvet", "nitelikli dolandırıcılık", "kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek" ve "ihaleye fesat karıştırmak" suçları ile yine İmamoğlu, İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan'ın da aralarında bulunduğu 7 şüpheli hakkında "PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek" suçundan başlatılan soruşturmalar sürüyor.
Yolsuzluk soruşturması kapsamında "suç örgütü kurmak ve yönetmek", "ihaleye fesat karıştırma", "rüşvet almak", "irtikap" ve "kişisel verileri ele geçirmek" suçlarından 5 şüpheli, "suç örgütüne üye olmak", "rüşvet almak" ve "rüşvet vermek" suçlarından ise 84 zanlının tutuklama talebiyle sevk edildiği hakimlikteki işlemleri sona erdi.
İMAMOĞLU TUTUKLANDI
Hakimlik, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Beylikdüzü Belediye Başkanı Murat Çalık'ın da aralarında bulunduğu 48 şüphelinin tutuklanmasına hükmederken, 41 zanlı hakkında adli kontrol tedbiri uygulanmasını kararlaştırdı.
TUTUKLAMA ARDINDAN BAKAN TUNÇ'TAN İLK AÇIKLAMA
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç sosyal medyadan konuya dair açıklamalarda bulundu.
"Sorumluluk makamında olanlar açıklamalarında daha dikkatli olmalı" diyen Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Yargısal süreçler, hukuk sistemimizde denetime açık şekilde ilerlemekte olup, ilgili soruşturmalar halen devam etmektedir." ifadelerine yer verdi.
Bakan Tunç şunları ifade etti:
"İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturmalar kapsamında, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın da aralarında bulunduğu bazı şüpheliler hakkında isnat edilen suçlar bakımından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince tutuklama, adli kontrol ve serbest bırakma kararları verilmiştir.
Yargısal süreçler, hukuk sistemimizde denetime açık şekilde ilerlemekte olup, ilgili soruşturmalar halen devam etmektedir.
Hâkimler, bakmakta oldukları soruşturma ve kovuşturmalarda kararlarını verirken dosya kapsamı ile bağlıdır; isnat edilen suçlamalara ilişkin iddia, savunma ve deliller doğrultusunda hukuki bir sonuca ulaşırlar.
“SİYASİ SORUŞTURMA’ DEMEK YANLIŞTIR”
Bu çerçevede, yürütülen adli soruşturmayı bir “siyasi soruşturma” olarak nitelendirmek yanlış olup, hukuki değerlendirmelerin siyasi zemine çekilmesi, kamuoyunda yanlış algıların oluşmasına neden olabileceği gibi Hukuk Devleti ilkesine de aykırılık teşkil eder.
Hukuk Devleti ilkesine ve yargıya duyulan güvenin gereği olarak, sürecin tüm yönleriyle tamamlanması beklenmeli, yorum ve değerlendirmeler bu çerçevede itidalli bir yaklaşımla ele alınmalıdır.
“YANLIŞ ANLAŞILMALARA YOL AÇABİLECEK BEYANLARDAN KAÇINILMALI”
Unutulmamalıdır ki adalet, yalnızca Türk milleti adına karar veren bağımsız ve tarafsız yargı mercileri eliyle tecelli eder.
Bu nedenle, sorumluluk makamında olanlar başta olmak üzere herkesin açıklamalarında daha dikkatli, özenli ve sorumluluk bilinciyle hareket etmeleri, toplumda yanlış anlaşılmalara yol açabilecek beyanlardan kaçınmaları gerektiği unutulmamalıdır."